Eğitim Bir-Sen Van Şube Başkanı Uca: Temizlikten tasarruf olmaz

Eylül başında eğitime başlayan pek çok okulda temizlik personeli eksikliği nedeniyle hijyen sorunu yaşandı. Kamuda tasarruf paketi kapsamında bu yıl ilk kez başlatılan İşgücü Uyum Programı (İUP) ile başlayan bu tartışmalar sonrası TYP ile 30 bin ek personel alındı ancak bu da çözüm olmadı. Konuya ilişkin konuşan Eğitim Bir-Sen Van Şube Başkanı Mehmet Ali Uca, kalıcı istihdamın şart olduğunu belirtti.

Türkiye'nin birçok ilinde olduğu gibi Van'da da eğitim öğretim dönemi temizlik ve taşımalı eğitim tartışmaları gölgesinde başladı. İlk kez uygulanan İUP programından kaynaklanan personel yetersizliği pek çok okulda hijyen sorununa yol açtı. Kamuoyunda şikayetler artınca geri adım atan MEB, TYP ile 30 bin ek personel aldı ancak bu da çözüm getirmedi. Temizlikten tasarruf yapılamayacağını belirten Eğitim Bir-Sen Van Şube Başkanı Mehmet Ali Uca, kalıcı istihdam olmazsa sorunun çözülemeyeceğini vurguladı.

Okullardaki temizlik personeli ihtiyacı önceki yıllarda İŞKUR tarafından Toplum Yararına Program (TYP) kapsamında çalışan personellerle gideriliyordu. Görevlendirilen personeller 9 ay boyunca haftada 5 gün çalışıyordu. Ancak bu yıl kamuda tasarruf kapsamında başlatılan İşgücü Uyum Programı (İUP) ile görevlendirilen personeller yıl boyunca toplamda 140 gün çalışacak. İlk ay haftada 5 gün günde 7,5 saat çalışacan temizlik personelleri, Ekim ayından itibaren haftada 3 gün günde 7,5 saat çalışacak. Haftanın geri kalan 2 günü temizlik personellerinin okulda olmamasından kaynaklı yaşanan temizlik sorunları arttı.

VAN'DA 270 EK PERSONEL ALINDI

MEB, okullardaki temizlik işlerinin aksamasından dolayı 30 bin personel daha aldı ve bunlar göreve başladı. Bu kapsamda Van'ın İpekyolu, Edremit ve Tuşba ilçelerinde toplam 270 personel alındı. Diğer 10 ilçede ise herhangi bir alım yapılmadı.

Ancak ülke genelinde toplamda 49 bin 578 kadrolu temizlik personeline ek olarak İşgücü Uyum Programı (İUP) ile 63 bin 777 kişi daha istihdam edilmesine rağmen, yapılan alımların yetersiz kaldığı ve temizlik sorunlarının tam anlamıyla çözülemediği görüldü.

Veli ve eğitimcilerden gelen şikayetlerin devam ettiği Van'da konuya ilişkin konuşan Eğitim Bir-Sen Van Şube Başkanı Mehmet Ali Uca, “İşgücü Uyum Programı, Çalışma Bakanlığı'nın ilk defa uygulamaya koyduğu bir program. Bu programla ilgili sorduğumuz sorulara karşı aldığımız cevap, bakanlığın daha çok bireyi programa dahil edip daha fazla bireye fayda sağlamak. Yani istihdam sağlamak amacıyla böyle bir program uygulandığı yönünde. Tabi toplam rakama baktığımızda aslında bakanlık amacına ulaşmış oluyor. Çünkü daha önce Türkiye genelinde 40-50 bin civarında TYP çalışanı okullarda çalıştırılırken şimdi bu programla birlikte bu sayı 70-80 binlere hatta bir miktar daha yukarılara çıkmış olacaktı ama buranın handikapı şuydu, işçiler günlük bazlı çalıştırılıyor olmaları ve haftada üç günle sınırlı tutulmalarıydı. Başvuru yaparken bunun farkında değillerdi. Daha sonra işe başlama sürecinde böyle bir çalışma süresi olduğu hatırlatıldığında bu şartlarda çalışmanın kesinlikle mümkün olmadığını belirtip görevi bıraktıklarına tanık olduk. Bakanlık bunu öngörmüyordu ama biz eğitimciler olarak öngördük. Biz zaten Çalışma Bakanlığı'na bu sorunun böyle olacağını ve her ne kadar çok ciddi sayıda başvuruya ulaşmış olsanız da çalışacak kişi sayısını yeterince bulamayacaklarını ilettik. Çalışma Bakanı Van'a geldiğinde kendisine bu handikapı söylemiştim.” dedi.

“İUP'UN BAŞARISIZ OLDUĞU ORTAYA ÇIKIYOR”

Düşük ücretler ve çalışma şartları nedeniyle vatandaşların işe başlamadığını belirten Uca, “Tabi ki özellikle bu bölgedeki insanların ve Türkiye'deki diğer insanların 3 gün çalışıp toplamda 8-10 bin TL paranın ellerine geçecek olması kabul edebilecekleri bir durum değil. Çünkü bu paralarla aile geçindirmenin mümkün olamayacağını hepimiz biliyoruz. Kaldı ki asgari ücretin bile şuan ciddi anlamda ekonomik darboğaz oluşturduğunu hepimiz görüyoruz. Asgari ücretli 17 bin lira civarında para alırken diğer arkadaşlarımızın üç gün çalıştırılıp 8 bin, 10 bin liraya mahkûm edilmeleri çok doğru değil. Amaç gerçekleşmiyorsa yaptığımız işin bir anlamı yok. Siz eğer daha fazla istihdam sağlamak amacıyla bu programı uyguluyorsanız hedefinize ulaşma şartını da göz ardı etmemelisiniz. Bu da okulların temiz olup olmayacağı yani öğrencilerin sağlığını ön planda tutup bu programı uygulamaya koymuşsanız, bundan alacağınız verim de üst düzey olmalıdır. Ama gördüğümüz kadarıyla insanların birçoğunun İUP'da göreve başlamadan işi iade ettiklerine şahit olduk. Bu da programın başarısız olduğunu ortaya koydu. Ki zaten Çalışma Bakanlığının MEB'ten gelen talep neticesinde kısmen TYP'ye geri dönmelerindeki sonuca bakacak olursak İUP'un başarısız olduğu ortaya çıkıyor.” şeklinde konuştu.

“OKULLARIMIZ BİR AY BOYUNCA İSTENİLEN DÜZEYDE TEMİZLENEMEDİ”

Bir aylık süreçte okulların istenilen düzeyde temizlenemediğine dikkati çeken Uca, “MEB, 30 bin TYP elemanının kendilerine tahsis edildiğini duyurdu. Bu duyuruyla beraber biz İUP'un gerçekten amacına ulaşmadığının da farkına varmış olduk. Bu anlamda geri adım atılmış oldu. Peki, bu süreçte neleri kaybettik? Birincisi, okullarımız bir ay boyunca istenilen düzeyde temizlenemedi. İşe alınan kişilerin geç başlamasından kaynaklı. İkincisi, İUP programının önümüzdeki yıllarda uygulanamayacağını peşinen öğrenmiş olduk. Üçüncüsü de, hükümetin, Çalışma Bakanlığı'nın, diğer kurumların, özellikle de Milli Eğitim Bakanlığı'nın personel ihdas edilmesiyle alakalı ciddi çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu bizlere gösterilmiş oldu. Bakanlığın bir sonraki eğitim öğretim yılı için şimdiden bir program hazırlaması gerekiyor. Bu üç nokta çok önemli. Umarım önümüzdeki eğitim öğretim yılıyla alakalı ciddi bir çalışma yapılır ve okullarımız bu anlamda rahatlatılır. TYP ile sonradan desteklenen okullarımızın ihtiyacı 30 binle karşılanamadı. Çünkü İUP'tan gelen bir zafiyet var. TYP'den de az sayı ihdas edilince derde bir derman bulunamadı. Evet, sorun kısmen çözüldü, bu iyi bir adımdı. Ama bunu sayıyla oturtamadı. Türkiye'de 60 bine yakın okul olduğunu varsayarsak 30 bin TYP personeli zaten mümkün değil. Bu açıdan bile baktığımızda çok yetersiz. 60 bin kişi görevlendirilseydi aslında bu problem çözülecekti. Ama bunun yarısı kadar alındı. Tabi bunu tasarruf tedbirleriyle de ilişkilendirmek lazım. Milli Eğitim Bakanlığı bu anlamda belki çok fazla sıkıştıramadı ama böyle de bir gerçeklik var. Bir kere temizlikte tasarruf yapılmamalı. Hele hele söz konusu mekanlar okullarsa söz konusu kişiler öğrencilerimizse burada tasarruf olmaz. Burada bir kere yanlışlık yapılıyor.” ifadelerini kullandı.

“VAN'DA 270 EK PERSONEL ALINMASI İHTİYACI GİDERMEDİ”

TYP ile Van'da alınan personellerin ihtiyacı karşılamadığını belirten Mehmet Ali Uca, “TYP'de sayı çok yetersiz kaldı ve birçok okulun ihtiyacı bu şekilde giderilemedi. Yerelin bir tasarrufu olarak da 270 civarındaki personel 3 merkez ilçeye dağıtılınca ister istemez Erciş gibi ilçelerde yani okulları çok olan ilçelerde problemler devam edecek gibi. İUP'la artık o diğer ilçeler kendi başlarının çaresine bakacaklar. Personelin devam etmeme riski var, işçilerin bir ay çalışıp sonra bırakma riski var. Tablo netleştiğinde personelin tercihleri değişebiliyor bu anlamda. Dolayısıyla eğer orada tam kapasiteli bir çalışma yapılacağını düşünürsek iki kişi üç gün, iki kişi de diğer üç gün çalışmış olacak. İki kişinin yine bu anlamda bir okul için çok fazla olmadığını düşünüyorum. Tabi MEB, yaklaşık 45 bin mevcut temizlik personelinin olduğunu açıkladı ama 45 bin personel zaten derde deva olmadığı için 30 bin TYP personeli görevlendirildi. Bu da yeterli değil. Dolayısıyla bakanlığın şu anki ihtiyacı görüp tekrardan Çalışma Bakanlığı'ndan 30 bin kişi daha talep etmesi lazım. Yani gerçek ihtiyaç bu şekilde kapatılır. Ama bence gerçek çözüm TYP ile devam etmemek. Evet, bu bir proje, bir uygulama, bir program. Yıllara yayılarak sürece daha fazla insanın dahil edilmesi hedefleniyor ama artık kalıcı personel istihdamı şart. Milli Eğitim Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığımızdan personel talep edecek. Maliye Bakanlığı bu anlamda izin vermek zorunda. Temizlikle ilgili bir tasarruf yapılmamalı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu konuda yapabileceği en iyi iş, KPSS puanına göre temizlik personelini istihdam etmektir. Bu sorun ancak bu şekilde çözülebilir.” diye konuştu.

TAŞIMALI EĞİTİM MAĞDURİYETİ

Tasarruf paketi kapsamında eğitimde kısıtlamaya gidilen bir diğer kalem ise taşımalı eğitim oldu. Van'ın kırsal kesimleri başta olmak üzere taşımalı eğitim yapılan bölgelerinde bazı mağduriyetler yaşanıyor. Geçtiğimiz yıllarda taşımalı eğitimde yapılan israfa dikkat çeken Uca, bu israfın önüne geçmek isterken yeni mağduriyetlere yol açılmaması gerektiğini ifade etti. Uca, “Son birkaç yıldır taşımalı eğitimi iyice gözlemliyorum. Geçtiğimiz yıla kadar taşımalı eğitimde bir savurganlık olduğunu fark ettim. Özellikle ilimizde ciddi bir savurganlık vardı. Tasarruf tedbirleri uygulandığında biz bunu net bir şekilde gördük. Bakanlık tasarruf tedbirleri kapsamında böyle bir işe girişti ama bunun bir diğer nedeni de bu israfı önlemek. Ancak öyle bir hal aldı ki geldiğimiz noktada israfın önüne geçmekle kalınmadı ihtiyacı olan bir kısım vatandaşın taşımalı ihtiyaçları da giderilememiş oldu. Evet, devlet son yıllarda bunu talep eden herkesin taleplerini dikkate aldı. Taşımalı talebi fazlasıyla giderildi. Okula bir kilometre mesafede olan öğrenciler bile taşındı. Hatta normalde 14-15 öğrenci olması gerekirken bazı araçlarda 3-4 öğrenci götürülüp getirildi. Ciddi anlamda bir destek sağlanmış oldu. Bu savurganlığı ortadan kaldıralım ama ihtiyacı olan da bu şekilde mağdur edilsin anlamı çıkmamalı.” diye belirtti.

“İNSİYATİF KOMİSYONLARDA”

Mağduriyet yaşanan yerlerde komisyonların inisiyatif alabileceğine vurgu yapan Uca, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bakanlığın komisyonlara yetki verdiğini biliyorum. Şartları zorlayın, israfın önüne geçin, herkesin talebini yerine getirerek taşımalı eğitim yapmayın gibi söylemi var ama çok zor durumlarda ihtiyacı olan insanların ihtiyaçlarını karşılayın diye de bir bu anlamda yönlendirmesi var. İnsiyatifin büyük kısmı bakanlıkta olmakla birlikte küçük kısmı illere hatta ilçe komisyonlarına bırakılmış. Dolayısıyla ilçelerin komisyon kararıyla mağdurları tek tek tespit edip mağduriyetlerin önüne geçmesi gerekiyor. Merkezde Kalecik Mahallesinde taşımalı eğitim yapılma zorunluluğu var, yine kırsal kesimlerde bazı yerlerde bu anlamda bize geri dönütler var. Bu konuyu il ve ilçe milli eğitim müdürlerimizle görüştük. Bu anlamda vatandaşlarımızdan isteğimiz, böyle bir mağduriyet varsa bulundukları mahallenin muhtarlarının aracılığıyla ilçe milli eğitim müdürlüklerine bu konuyu ileterek komisyon tespiti neticesinde o mağduriyetlerinin giderilmesini sağlamak.

Bakmadan Geçme