Sosyal Medyadan İltifat Etmek İsterken İşini Kaybetti!
Günlük hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelen sosyal medya üzerinden yapılan paylaşım ve yorumlar bazen hiç beklenmedik sonuçlar doğurabilmektedir. Bu nedenle çalışanların sosyal medya kullanımına azami önem göstermesi gerekmektedir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 2015/43589 E., 2016/6048 sayılı Kararı, bu açıdan emsal teşkil edecek kritik bir öneme sahiptir.
Somut olayda; hastanede çalışan taşeron işçi, hastanede çalışan bir hemşirenin sosyal medyada paylaştığı fotoğrafına '... çok sade ve güzelsin' şeklinde yorum yapmıştır.
Bu gelişme üzerine hemşire, yapılan paylaşımından rahatsız olarak konuyu hastane yönetimine taşımıştır.
Hastane yönetimi, işçinin iş iş akdini, mesai arkadaşına cinsel tacizde bulunduğu sebebiyle feshetmiştir.
İş Mahkemesi, bir sosyal medya sitesinde paylaşılan fotoğrafa yapılan yorumun, söylenen sözün içeriği de göz önüne alındığında cinsel taciz boyutuna ulaşmadığı, tarafların birbirlerini tanıdığı da göz önüne alındığında en fazla yayınlanan fotoğrafın beğenilmesi olarak ve bir iltifat olarak kabul edilmesi gerektiğine karar vermiştir. Bu nedenlerle iş akdinin feshinin haklı veya geçerli bir nedene dayanmadığına hükmetmiştir.
Ancak Yargıtay 7. Hukuk Dairesi aynı görüşte değildir. 7. Hukuk Dairesi, somut olay üzerine şu şekilde hüküm kurmuştur:
'12.09.2014 tarihinde .... Üniversitesi Hastanesi Acil Servisinde hemşire olarak görev yapan ...., hastanede güvenlik görevlisi olarak çalışan ismini sonradan öğrendiği davacının .... adlı paylaşım sitesinde engelleyemediği bir durumdan dolayı fotoğrafını paylaştığını ve mesajla rahatsızlık verdiğini, şahsın davranışının özel hayatını etkilemiş olduğu ve görevine uygun bir eleman olmadığını belirterek başhekimliğe şikayette bulunmuştur.
Davalı, Üniversitenin şikayeti 18.09.2014 tarihinde davalı alt işveren şirkete bildirmesi üzerine 19.09.2014 tarihinde davacıdan savunma vermesi istenilmiş, 22.09.2014 tarihli savunmasında '' ben bu suçlamaları kabul etmiyorum, hastanede çalışmakta olan hemşireyi tanımıyorum, ona karşı bir husumetim de yoktur, ben 1 yıldır giriş kapısında görev yapmaktayım, bu olaydan dolayı hemşirenin acilde görev yaptığını öğrendim, .... bir paylaşım sitesidir, herkes yorum yapar, benim şifrem kardeşimde de var, böyle bir olaydan haberim yoktur, sabah işe geldiğimde öğrendim '' şeklinde beyanda bulunmuştur. Dava dilekçesinde ise ....'nin fotoğrafını beğendiğini ve yorum yaptığını kabul ettiği anlaşılmaktadır.
Davacının savunması ile dava dilekçesindeki kabulü birbiri ile çelişmekte olduğu gibi yine dava dilekçesindeki açıklamalardan mahkeme kabulünün aksine davacının .... isimli hemşire ile ''.... '' isimli sosyal paylaşım sitesinde arkadaş olmadığı, bu kişinin fotoğrafını ortak arkadaşlarının bulunması nedeniyle görebildiği anlaşılmaktadır.
Davalı alt işveren işçisi olarak çalışan davacının asıl işveren bünyesinde kamu görevlisi olarak çalışan işçiye ''....'' adlı sosyal paylaşım sitesinde dava dilekçesindeki kabulden de anlaşıldığı üzere arkadaş olarak ekli olmadığı halde ortak arkadaşların olması nedeniyle gördüğü resmini beğenmesi ve '' .... çok sade ve güzelsin '' şeklindeki sözü cinsel taciz boyutuna ulaşmamakla birlikte sataşma niteliğinde olup olayın işyerine yansıdığı ve iş akışının bozulduğu sabit olduğundan somut olayda haklı bir fesih nedeni bulunmasa bile fesih için geçerli bir nedenin bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Açıklanan nedenle feshin geçerli olduğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi hatalıdır.'
Sonuç olarak Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, taşeron işçinin, hastanedeki bir hemşirenin sosyal medyadan paylaştığı fotoğrafına yaptığı ''çok sade ve güzelsin' yorumunu iltifat olarak görmemiş, bu sözü cinsel taciz boyutuna ulaşmamakla birlikte sataşma niteliğinde kabul ederek işçinin iş sözleşmesinin feshinin geçerli bir nedene dayandığına karar vermiştir.