Van'da 200 Yaban Hayvanı Tedavi Edilerek Doğaya Bırakıldı
Bu yılın 8 ayında doğada bitkin halde bulunan ya da çeşitli nedenlerle yaralanan aralarında nesli tükenme tehlikesi altında olanların da bulunduğu 200 yaban hayvanı, Van'daki Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi'nde tedavi edilerek doğaya bırakıldı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) bünyesinde 11 yıl önce kurulan ve bugüne kadar yüzlerce hayvanın tedavi edildiği merkez, bölgede yaban hayatının devamlılığına önemli katkı sağlıyor.
Bu yılın 8 ayında doğada bitkin halde bulunan ya da çeşitli nedenlerle yaralanan aralarında nesli tükenme tehlikesi altında olanların da bulunduğu 200 yaban hayvanı, Van'daki Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi'nde tedavi edilerek doğaya bırakıldı.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) bünyesinde 11 yıl önce kurulan ve bugüne kadar yüzlerce hayvanın tedavi edildiği merkez, bölgede yaban hayatının devamlılığına önemli katkı sağlıyor.
Duyarlı vatandaşlar ya da güvenlik güçleri tarafından bulunan hayvanlar, Doğa Koruma ve Milli Parklar 14. Bölge Müdürlüğü ekiplerince merkeze getiriliyor.
Müdür Prof. Dr. Lokman Aslan ve ekibi tarafından ameliyathane, rehabilitasyon alanı, gözlem ve karantina odaları bulunan merkezde bakım ve tedavileri yapılan hayvanlar, bahçedeki rehabilitasyon sürecinin ardından doğaya salınıyor.
Kuşların göç noktası üzerinde yer alan sulak alanları ve engebeli coğrafyasıyla yaban hayatının önemli noktalarından Van Gölü havzasında bulunan keçi, ayı, kaya kartalı, kulaklı orman baykuşu, leylek gibi 200 yaban hayvanı, bu yıl merkezde tedavi edildi.
"Her türlü yaban hayvanı merkezimizde tedavi ediliyor"
Prof. Dr. Aslan, AA muhabirine, Van, Siirt, Hakkari, Muş ve Bitlis'te yaban hayatını korumak için kapsamlı çalışma yürüttüklerini söyledi.
Yaban hayvanlarını tedavi etmenin yanı sıra vatandaşları da bilinçlendirmeye çalıştıklarını anlatan Aslan, "Van Gölü havzası yaban hayatı konusunda zengin. Dolayısıyla merkezimize hem sayı hem de çeşitlilik bakımından daha fazla hayvan getiriliyor. Baharda yuvadan düşmüş ve bakıma muhtaç kuşları tedavi ettik. Karga, kulaklı orman baykuşu, kaya kartalı, şahin, kerkenez gibi yavrulara baktık." diye konuştu.
Yaz aylarında ise göç yolculuğunda yaşanan yaralanmalara bağlı olarak hayvanların merkeze getirildiğini belirten Aslan, şunları kaydetti:
"Ağırlıklı olarak balıkçıl, kerkenez ve balaban gibi kuşlar geldi. 200'e yakın hayvanı tedavi edip salınması için Doğa ve Milli Parklar 14. Bölge Müdürlüğü ekiplerine teslim ettik. Bunların içinde kaya kartalı, şahin, akbaba gibi nesli tükenmekte olan hayvanlar da vardı. Kısacası her türlü yaban hayvanı merkezimizde tedavi ediliyor. Merkezimizde bakımını yapığımız dağ keçisi yavrusu, doğaya döneceği günü bekliyor. Trafik kazasına bağlı olarak bir ayağı kırılan ayının tedavisi tamamlandı, şimdi doğaya bırakacağız. Leylek, baykuş, kulaklı orman baykuşu, doğan ve farklı türlerdeki 20 hayvanın tedavisi devam ediyor. Amacımız ekolojik dengeyi bozmadan emaneti gelecek nesillere aktarmak."
"Bu sene martılar kuraklıktan çok etkilendi"
İklimin yaban hayvanları üzerinde ciddi etkisinin olduğunu vurgulayan Aslan, "Hayvanların üremesi yüzde 90 etkileniyor. Ekolojik dengedeki bir bozukluk zincirin halkasını bozar. Bu sene kuraklıktan martılar çok etkilendi. Kuraklık, bölgede hayvan sayısının azalmasına yol açtı. Kuraklıktan etkilenen hayvanlar başka bölgelere göç ediyor. Özellikle göçmen kuşlar bu tehlikeyi erken seziyor. Bu nedenle doğanın korunması için mücadele edelim." değerlendirmesinde bulundu.