• Haberler
  • Siyaset
  • Gazeteci-Yazar Geçken'den 'AK Parti'nin namus meselesi olmalı' yazısı

Gazeteci-Yazar Geçken'den 'AK Parti'nin namus meselesi olmalı' yazısı

Gazeteci-Yazar M. Salih Geçken, 'AK Parti'nin namus meselesi olmalı' yazısı dikkat çekti.

Yazılarıyla Van'da gündem yaratan ve doğru tespitlerle kamuoyunu bilgilendiren Gazeteci-Yazar M. Salih Geçken, son yazdığı yazıda 'basın terörizmi' başlıklı yazı kaleme aldı.

İşte o dikkat çeken yazı:

Acı ve göz yaşının hakim olduğu bu dönemde gazeteci kimliğiyle halkı ve devleti karşı karşıya getirme girişimi 'basın terörizmi'dir. Halkın acısı üzerinde basit kinlerini tatmin etmeye çalışan basın teröristlerinden bu halk adına hesap sorulmalıdır. Halk adına hesap sormanın, Ak Parti'nin namus meselesi olduğunu söylemekte de bir beis görmemekteyim. 

Birçok gazeteci, canlı yayında gözyaşları arasında haber aktarırken, birçoğu haberini göz yaşları arasında yazarken, ufak bir azınlıkta devlet ve milleti karşı karşıya getirme provokasyonu peşinde. Toplumsal birliği terörize etme girişiminden hesap sorulmalı, cezasız bırakılmamalı. 

Bu güne kadar yaptıkları açıklama ve haberlerle toplumun önemli kesimini  tahrik eden Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'un son yorumları hadsizlik, toplumsal dayanışmayı sabote etme girişimi; basın terörizmi; yaşanan acı üzerinden intikam girişimi; toplumsal dirliği sabote hadsizliğidir. 

Elif Çakır denen sonradan değişen kadının, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir huyu var. Onun itibarını zedeleyecek bir şey olduğunda cumhurbaşkanı ortalıkta gözükmüyor. İyi şeyler olduğunda ortaya çıkıyor ve kendi duyuruyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sistemi şöyle, 'şikayetlerinizi başka yere memnuniyetinizi bana bildirin'.O güzellikler ve memnuniyet makamı." sözleri en rafine haliyle halkın saygısına yönelik terbiyesizliktir. Terbiye sınırı aşılmış hadsizliktir. Sonradan değişen kadının deprem döneminde halkı provoke girişimi 'basın terörizmidir' hesapsız kalmamalıdır. Gazetecilik hadsizlik değildir. 

Sonradan değişen kadının yayın arkadaşı Yıldıray Oğur'un, "Devletimiz iyi zamanlarda büyük ve yüce devlet milletimiz önemli değil. Zor zamanlarda ise büyük milletiz. Bir kriz olduğunda millet önemli. Darbe olur millet gider sokaklarda devleti kurtarır. Deprem olur eşsiz dayanışma olur. Bu devlet ne zaman büyüklüğünü gösterecek? Ne zaman bu milletle dayanış yapacak? (..) 'AFAD ve Kızılay her yerde' yazamıyorlar. O kadar da olsun bir utanma duyguları var. (..) Çünkü devlet yok." sözleri hadsizliğin daniskasıdır. Devlet ve millit el ele dünyanın en büyük felaketinin acılarını sarmaya çalışırken, halkın ve devleti karşı karşıya getirme girişimi 'halk postuna bürünmüş kurt' yöntemidir. 

Sayın Ahmet  Davutoğu 'duaları kabul olma ihtimali olan insanların yüreğindeki yerinizi basit bir makam için kaybetmeniz' yanlış bir ticarettir. Çocuklarınıza utanılacak bir baba, torunlarınızın yüzünü kızartaca bir dede birakmak büyük kayıptır. Şu anki yolunuz, okuduğum 'Stratejik Derinlik' 'Küresel Bunalım' 'Duruş'u yazan Ahmet Davutoğlu değil. Lütfen daha fazla kaybetmeyin. Ne olur biraz daha düşünün. 

SALİH GEÇKEN'İN DİĞER YAZISI: KILIÇDAROĞLU YÜZ YILIN SİYASİ FELAKETİ Mİ? ERMENİ İNTİKAMI MI?

Kaynak: www.salihgecken.com

WhatsApp İhbar Hattı
05076419903
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!

Bakmadan Geçme

Van Hakimiyet Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!