Van Büyükşehir Belediyesi eski Genel Sekreter Mehmet Yaşar'dan önemli açıklama!
Van Büyükşehir Belediyesi eski Genel Sekter Yardımcısı Mehmet Yaşar, sosyal medyada 306 kişiyi işinden ettiğine dair ciddi bir bilgi kirliliği ve asılsız iddialar yer aldığını açıklayarak, iddiaların tamamen asılsız olduğunu ifade etti.
VANHAKİMİYET GAZETESİ ÖZEL HABER
Van Büyükşehir Belediyesi eski Genel Sekter Yardımcısı Mehmet Yaşar, sosyal medyada hakkında çıkan asılsız haberleri yalandı. Yaşar, yaptığı açıklamada iddiaların tamamen bilgi kirliliği ve asılsız olduğunu belirtti.
Yaşar, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
Sosyal medyada 306 kişiyi işinden ettiğime dair ciddi bir bilgi kirliliği ve asılsız iddialar yer almaktadır. Bu hususlarda ve Genel Sekreterlik ile Genel Sekreter Yardımcılığı yaptığım dönem ile ilgili olarak;
Van Belediyesi nezdinde 1991-2004 yılları arasında Zabıta, Hukuk İşleri, Bilgi İşlem, İmar ve Muhasebe Tahakkuk Memuru olarak, 2004 yılından itibaren ise; Satın Alma Müdürü, Özel Kalem Müdürü, Belediye Başkan Yardımcısı, Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı, 1. Hukuk Müşavir Vekili, Yazı İşleri ve Kararlar Dairesi Başkan Vekilliği, Sendika Şube Sekreterliği, Spor Yönetim Kurulu Üyeliği, Belediye şirketinde Genel Müdürlük ve Şirket Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini icra ettim.
Görev yaptığım süreçte beni farklı kılan husus ise; yaşadığım tüm tatsız olaylarda her zaman olduğu gibi yasal haklarımı kullanarak kimseye karşı boyun eğmemem, görev verildiği sürece her daim sahada olmaya özen gösteren, mesai mefhumu gözetmeksin yeri geldiğinde sabahlara kadar çalışan, yola birlikte çıktıklarını yolda buldukları ile değişmeyen, güçsüzün ve düşenin yanında yer alan, ülkesini seven ve bunun için hizmet eden biri olduğumdandır.
1 Ocak 2018 tarih ve 30288 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımı Sözleşmeleri Kapsamında Çalıştırılmakta Olan İşçilerin Sürekli İşçi Kadrolarına veya Mahalli İdare Şirketlerinde İşçi Statüsüne Geçirilmesine İlişkin 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname sonucunda 2018 de sözlü sınavda başarısız olanlara ilişkin olarak;
Sosyal medyada bu hususa binaen şahsım ile ilgili ciddi bir bilgi kirliliği ve asılsız iddialar yer almaktadır. Bu kapsamda, belirtmek isterim ki,
- 2018’de kurulan 3 sınav komisyonundan birinde Komisyon Başkanı olarak görev yapmam için, Van Valisi ve Van Büyükşehir Belediye Başkan Vekili tarafından görevlendirilmiştim.
- Her bir komisyonda 1 Komisyon Başkanı ile 4 tane üye olmak üzere 5 kişi görevlendirilmişti.
- Sınavda sorulacak sorular da Valilik tarafından hazırlanmıştı.
- Sınava giren toplam kişi sayısı 1706 idi.
- Benim komisyon başkanlığı yaptığım komisyonda sınava giren şahıslara toplam 5 soru soruluyordu.
- 3 komisyondan 1 tanesine Komisyon Başkanı olarak yer aldığım sınavda, komisyon tarafından sorulan sorulara verilen cevapların doğru ve yanlış cevap sayısını bilgilendirme ve şeffaflık açısından o anda sınava giren kişilere belirtmiştim (3 doğru 2 yanlış gibi). Öte yandan komisyon üyelerinden bazıları Kürtçe bilmiyor iken, sınava girenlerden de Türkçeyi iyi bilmeyenler vardı. Bu sebeple sınava girenler hak kaybına uğramasınlar diye onlara da soruları Kürtçe sormuştum.
- Tarafımdan sorulan soruları bilmedikleri yani benden de puan alamadıkları için kadroya geçemeyen kişi sayısı ise toplam 18 idi.
- Van Büyükşehir Belediyesinde kadroya o tarihte geçiş yapamayan kişi sayısı da 257 idi. Sınav sonrasında askerlikten dönen vb sebeplerle sınava girmeyenlerde daha sonradan sınava tabi tutularak başarılı olanların girişleri yapılmış ve kadroya geçemeyenlerin sayısı 250 oldu.
- Komisyon Başkanı olarak görev yaptığım o sınavda başarısız olanlar ile diğer komisyonlarda başarısız olanların itirazları neticesinde Mahkeme kararı ile tekrar sınav yapılmasına karar verilmişti.
- Sınavlara yapılan itirazlar ve Mahkeme kararları farklı tarihlerde alındığından, yine farklı tarihlerde yapılmasına karar verilen 2 ayrı sınav daha yapılmıştı. O sınavlarda hiçbir şekilde görev almadım. 3. kere tekrar Mahkeme kararı ile yapılmasına karar verilen sınavın yapılması için 4 komisyon marifeti ile sınavın yaptırılması Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından uygun görülmüş ve 2. komisyonda komisyon başkanı olarak görev yapmak üzere 18.02.2020 tarih ve 310 sayılı yazı ile Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili tarafından görevlendirildiğime dair yazı tarafıma tebliğ edilmişti. 18.02.2020 tarih ve 310 sayılı görevlendirme yazısı, 28.02.2020 tarih ve 393 sayılı yazı ile görevlendirmeyi yapan makam tarafından iptal edildi. Böylece, Mahkeme kararı ile yapılmasına karar verilen ve yapılan HER 2 SINAV DÖNEMİNDE BELEDİYEDE HİÇBİR GÖREVİM VE YETKİM BULUNMAMAKTAYDI. Bunu sınava giren ve kurumdaki herkes çok iyi bilmektedir. Kaldı ki 1 sınavın daha yakın bir tarihte tekrar yapılacağı bilinmekte olup, o sınavda da hiçbir yetkim ve görevimin olmayacağını tekraren belirtmek isterim.
- Bu haliyle, SINAVLARI BAŞKALARI YAPMIŞKEN, İLGİLİ SINAVLARDA GÖREV DAHİ ALMAYAN VE DE ÜSTELİK O TARİHLERDE BELEDİYEDE HİÇBİR ŞEKİLDE GÖREV YAPMAYAN ŞAHSIMIN SUÇLANMAYA ÇALIŞILMASI; APAÇIK BİR İFTİRADIR.
- Her nedense, insanları belli bir fikre veya duruma ikna etmek için gerçeği eksik/yanlış dile getirmek suretiyle çarpıtma yöntemi kullanılmaktadır. Sürekli birilerini hedef göstermek ve suçlamak sureti ile toplum önünde kendilerine göre bir gerçeklik oluşturmaya çalışmak sorunu çözme amaçlı değildir.
-Sürekli yapmadığım görevler ile ilgili şahsımı hedef göstermek ve suçlamak sureti ile toplum önünde kendilerine göre bir gerçeklik oluşturmaya çalışanların varlığı açık olup, Kurum içindeki bazı çalışanların da aynı mantıkla hareket ettikleri sabittir.
- Duyup gördüğümüzü sorgulamak, düşünmek ve doğruluğunu araştırmak hepimiz için bir gerekliliktir. Peki hakkımda olumsuz paylaşım yapanlar bu sorgulama ve araştırmayı yaptılar mı? Tabi ki “HAYIR”.
- Özetle; Van Büyükşehir Belediyesinde kadroya o tarihte geçiş yapamayan kişi sayısı 257 iken, askerlik dönüşü işe başlayanlardan sonra bu sayı 250’ye inmiştir. BENİM KOMİSYON BAŞKANLIĞI YAPTIĞIM GRUPTA İSE TOPLAMDA 68 KİŞİ BAŞARISIZ OLMAKLA BİRLİKTE, BUNLARDAN YALNIZCA 18’İ BENİM SORDUĞUM SORULARI DA BİLEMEDİKLERİ İÇİN GEÇİŞ YAPAMAMIŞTIR. TÜM BU HUSUSLAR RESMİ EVRAKLAR İLE SABİTTİR. Bu sınav ise Mahkeme kararı ile iptal olmuştur.
- Ben her daim haklarımı elde etmek için yargıya müracaat ettim. 2018’de kayım döneminde ve 2019’da HDP döneminde olmak üzere 2 kere kadrom elimden alındı. HDP döneminde tarafıma Belediyede hiçbir görevlendirme yapılmadığı gibi, oturacak bir sandalye dahi verilmedi (2019). Aynı şekilde kayım döneminde de (2019-2020) oturacak bir sandalye dahi bulamadık. HER İKİ DURUMU DA YARGIYA TAŞIDIM VE HER İKİ DAVAMI DA KAZANDIM. Yani genel sekreter yardımcılığına Mahkeme kararı ile tekrar atandım.
- Halihazırda sosyal medyada ve toplumda sadece kendilerinin ve Belediyedeki belli bir kesimin yaratmaya çalıştığı etkiyi sağlayacak unsurları dile getirerek; sözde 306 kişinin benim tarafımdan işe alınmadığını söyleyenler alenen yalan söylemekte ve şahsım hedef haline getirilmeye çalışılarak iftira atılmaktadır. Bunun da ötesinde, hiçbir dönemde görev ve yetkim dahilinde olmayan VASKİ’deki taşerondan kadroya geçemeyenlerden dahi sorumlu tutulmaya çalışılmama yönelik söylemlerin yapılmakta olması da ne denli bir bilgi kirliliğinin nasıl ve ne şekilde meydana geldiği akıl alır gibi değildir. Şahsıma yönelik tüm asılsız ve hakaret içerikli söylemler nedeni ile yargı mercileri nezdinde yasal haklarımı kullanacağımı ayrıca ifade ederim.
- Sosyal medyada şahsımın da yer aldığı bir kısım paylaşımlara yönelik kısa cevaplarımı da ayrıca belirtmem gerekir ise;
“Bizlere atılan türlü iftiralarla işimize sebeb olan ve bunlara göz yuman yetkililerin duyarsızlığından bıktık. @MehmetYasar65 @valibilmez @vanbuyuksehirbb”
(DEVLET KURUMLARI ASLA İFTİRA İLE İŞ YAPMAZ. İFTİRA İLE DE HİÇ KİMSEYİ İŞİNDEN ETMEZ)
“Sayın @MehmetYasar65 'ın yapacağı açıklamasını önemsiyoruz. Çünkü kurum içi istihbarata dayalı tutulan hukuksuz tutanaklar var. Mahkemenin red ettiği suçlamalar ile bizi yapılan haksızlık var. En son AYM nin bize emsal kararı bizi haklı çıkarıyor. Yaşam hakkımız ihlal ediliyor.”
(DEVLETLER İSTİHBARİ ÇALIŞMALARI, KANUNLARLA KURULAN RESMÎ KURUMLARA, YASALARIN ÖNGÖRDÜĞÜ ŞEKİLDE ÇALIŞANLARINI GÖREVLENDİRİR VE İŞ YAPTIRIR. TAŞERON İŞÇİLER İÇİN, KURUM İÇİ İSTİHBARAT ADI ALTINDA TUTULMUŞ BİR TUTANAK VAR İSE BUNDAN BİLGİM YOKTUR. BU TÜR BİR BELGEYİ GÖRMEDİĞİM GİBİ BÖYLE BİR BELGEDE TARAFIMDAN İMZALANMAMIŞTIR.)
“Sn @MehmetYasar65 306 kişi kendi imzanla işlerinden ettin ve bir hafta aradan geçmeden yine kendi imzanla 104 kişiyi işlerine iade ettin bu bir vicdansizlik bide hiç birşey olmamış gibi kendinizi temize cikartiyorsinz bunca insanlara haksızlık ettinz @valibilmez @vanbuyuksehirbb”
“Bizlere haksız bir şekilde iftira attınız @MehmetYasar65 306 insanı mağdur ettiniz 33 aydır. Rabbim en kısa zamanda bunu burnunuzdan fitil fitil çıkarır inşallah Ahımızı aldınız beduamızı aldınız. Hakkımızı hiçbir zaman helal etmiyoruz etmiyeceğiz. Hiçbir günahımız yoktu”
“Kendi akrabalarını işe almak için 306 emekçinin ekmeğini ellerinden aldılar 306 ailenin ne günahı vardı????????? @OsmanGulacarTR @valibilmez @NecdetTakva @irfankartal_65 @MehmetYasar65”
(BENİM SORDUĞUM SORULARI BİLMEDİKLERİ İÇİN KADROYA GEÇİŞ YAPAMAYAN KİŞİ SAYISI 18 DİR. O SINAVDA MAHKEME KARARI İLE İPTAL EDİLMİŞTİR. KADROYA GEÇİŞ SONRASINDA VE GEÇİŞ AŞAMASINDA BİR KİŞİYİ DAHİ İŞE ALMADIM. BENİM KARARIMLA İŞE İADE EDİLEN BİR KİŞİ DAHİ YOKTUR. BENİM İMZAMLA KADROYA GEÇİŞ YAPAMAYAN 18 KİŞİ VE DİĞERLERİ BENDEN SONRA VE BENİM GÖREV ALMADIĞIM İKİ SINAVA DAHA TABİ TUTULDULAR. YAKIN BİR TARİHTE TEKRAR BİR SINAV YAPILACAK. O SINAVDA DA GÖREV ALMAYACAĞIM. 306 KİŞİNİN İMZAMLA ATILDIĞI İDDİASI KÜLLİYEN YALANDIR. BÖYLE BİR YETKİM DE OLMADIĞI GİBİ OLMASI DA MÜMKÜN DEĞİLDİR.)
- Geçmişte de uygulanarak çözüm yerine çözümsüzlük üretmiş bu söylemler ile problemleri derinleştirmekten başka hiçbir katkısı olmamış uygulamalardan bugünde medet umulması yanlıştır.
- Ayrıca, adil olmayı hedefleyenler de bilmedikleri veya fikir sahibi olmadıkları konularda konuşmamalıdır. Aksine, öğrenmek için araştırma yapılmalı, belirli bir bilgi birikimi edinilerek somut olay değerlendirilmelidir. Bu doğrultuda, ön yargı ile hüküm tesis edilmemeli ve yalnızca bir konuda eleştiride bulunmak amacıyla, kişiler hakkında hüküm verilmemelidir. Bu husus doğrudan adil bir insan olmakla da bağlantılı olup; mertliğe, dürüstlüğe dayanmaktadır.
- Nitekim, bir kişinin yaptığı eylemler ile söylediği sözler öncelikle yasalara uygun olmalıdır. Hukuk devletinde, hiç kimsenin kanunların üzerinde olmadığı bilinci ile hareket edilmelidir.
- Yaşadığım tüm tatsız olaylarda her zaman olduğu gibi yasal haklarımı kullanarak kimseye karşı boyun eğmediğim gibi yaşanan olaylara karşı duruşumda da hiçbir değişim olmadı.
- ALENEN İFTİRA, KASITLI HEDEF GÖSTERME ve SİSTEMATİK İTİBARSIZLAŞTIRMA KAMPANYALARI geçmişte sözleşmeli personellerin sürecinde ve diğer tüm süreçlerde de kasıtlı bir şekilde işletildi.
Şöyle ki;
Kurum içi görüşmelerden sadece sözleşmeli personeller ile ilgili olanı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu yazacaklarım o tarihte kurumda görevli olan bütün daire başkanları, genel sekreter ve genel sekreter yardımcılarının da bulunduğu bir toplantıya ait bilgidir. Detaya girmeden özetle; sözleşmeli personellerin sözleşmelerinin yenilenmesi gerektiğini, onların çalışmalarında ve ilgili resmî kurumların araştırmaları sonucunda kendilerinde yasal bir sıkıntı bulunmadığından, sözleşme yenilenmemesi ve sonrasında yerlerine istihdamın yapılması durumunda mahkeme kararı ile hepsinin geri geleceğini savunan ve bu konuda ısrarcı olan tek kişi olmama rağmen, sözleşmesi yenilenmediği için sonradan mahkeme kararı ile işe başlayan sözleşmeliler de bu işin sorumlusu olarak yine Mehmet YAŞAR’ı gördüler.
- Taşeronda sınavı kazanmadığı halde benim kararımla işe alınan tek bir kişi dahi yoktur. Kadroya geçiş sonrasında tarafımdan işe alınmış tek bir kişi dahi yoktur. Konumum gereği böyle bir yetkimde yoktu. Dresden James’ın dediği gibi; “Eğer iyi paketlenmiş bir kısım yalanlar kitlelere nesiller boyu peyderpey satılmışsa, gerçekler tamamen mantıksız ve onu söyleyen de hezeyan içindeki bir kaçık gibi görünebilir.”
- Eğer kurum içinde taşeronlar için imza altına alınmış gayri resmî bir belge varsa bu bilgim dahilinde değildir. Tarafımdan bu tür bir belge imzalanmamıştır. Eğer benim tarafımdan imzalanmış böyle bir belge olsaydı, (ki bunun olması mümkün değil,) HDP seçimi kazandığı hafta içinde bunu yayınlardı. Nitekim ilgili belgeler ve gerekli destek kendilerine birileri tarafından onlar daha göreve başlamadan sağlanmaya başlanmıştı. 10 Nisan 2019 tarihinde mazbatasını alan Belediye Başkanı Av. Bedia Özgökçe Ertan’ın imzası ile kayım dönemine ait 149 adet dosya ile 114 ek sayfanın, 24.05.2019 tarihinde adliyeye gönderilmiş olması daha önceden bu konularda hazırlık yapıldığının en bariz kanıtıdır. Varsa bir yanlış elbette onun gereği yapılmalı. Yeni bir fitneye mahal vermemek adına bu dosyaların benimle hiçbir alakası olmadığını da belirtmek isterim.
- İnsan olmanın bir getirisi olarak; doğrularımızla birlikte yanlışlarımız da olacaktır. Önemli olan, başkalarının yanlışını kendi yanlışlarımızın gerekçesi yapmamaktır. Bununla birlikte, haksızlığa uğrayan ya da uğradığını iddia eden kimse de, haksızlığa uğradığı için bir başkasına haksızlık yapma hakkını elde etme çabası içinde olmamalıdır.
- Sonuç itibariyle; hiçbir şey, bizi iyilik yapmaktan, adil davranmaktan alıkoymamalıdır. Nitekim iyilik ve iyi niyet insanı yücelteceği gibi, kötülük ise insanı alçaltacaktır. Bu sebeple, her ne kadar birilerine iyi davranmamıza ve/veya iyilik yapmamıza karşın tam tersi bir şekilde karşılık görsek bile; insan olmanın bir getirisi olan merhamet duygumuzdan ödün vermemeli ve iyilik yapmaktan asla vazgeçmemeliyiz.
- Yapılan asılsız paylaşımlar ve SUÇSUZ İNSANLARI BİLEREK VE İSTEYEREK SUÇLAMANIN bir mantığı olmadığı gibi kişisel hesapların bu ülkeye fayda yerine zarar verdiği gerçekliği unutulmamalıdır.
- SINAVLARINDA HİÇBİR ŞEKİLDE GÖREV ALMADIĞIM VE HATTA BELEDİYEDE GÖREV DAHİ ALMADIĞIM BİR DÖNEMDE BİRİLERİNİN BENİ BU HUSUSTAN SORUMLU TUTMAYA ÇALIŞMALARI KADAR BAŞKACA VAHİM OLAN BİRKAÇ DURUM DAHA VAR. O da şu ki; bir yandan işten atılan herkesin “bizi Mehmet Yaşar attı” derken, diğer yandan da birlerinin “işten atılmalara Mehmet Yaşar engel oldu” şeklinde hem de HDP’nin seçimi kazanmasından hemen sonra, benim hakkımda şikayetçi olmaları ve bu çelişkili ve asılsız iddialar nedeniyle adliye koridorlarında ifadelere gitmem ve soruşturma geçirmemdi. İnsan bunları yaşadıkça bu işte bir gariplik olduğunu düşünmeden edemiyor.
- Vahimlikler hiç bitmedi zaten. HDP döneminde 2016 yılında yapılmış, sonuçlanmış, karara bağlanmış, sözleşmesi imzalanmış, yer teslimi yapılmış, işe başlanmış ve 1. hakedişinin de düzenlendiği, bu süreçlerdeki hiçbir evrakta imzam, yetim ve görevim olmadığı halde o ihaleyi iptal ettirmediğim ve işi devam ettirdiğim gerekçesi ile hakkımda suç duyurusunda bulunulmuştu. Hem de söz konusu ihaleyi iptal etme yetkim dahi olmadığı halde. 2 yılın sonunda benim haklı olduğum Yargı kararı ile anlaşıldı ama bu rezaletle uğraşmak bana 2 yıla mal oldu.
- Öte yandan, kayım döneminin ilk zorlu sürecinde görev almış birçok kişi 2017 ve 2018 de bir şekilde halklarında soruşturmalar başlatıldı. Birçok Daire Başkanı haklarındaki soruşturmalar gerekçe gösterilerek kadrolarından alındılar. Tabi o soruşturmalar, savcılıkların yaptıkları inceleme ve araştırmalar sonrasında birer birer temize çıktı/çıkıyor. Onlar bu soruşturmalar ile uğraşırken, hem kadrodan oldular hem de aileleri ile birlikte çok ciddi sıkıntılar yaşadılar. Bir kısmı da hala bu sıkıntıları yaşıyor.
- Daire Başkanlarının soruşturmaları gerekçe gösterilerek görevden alındıkları o tarihlerde, sosyal medyada bu insanlara hakaret eden, haklarında kötü paylaşımlar yapan, yalanlar üretenleri ve taraftarlarını unutmamak ve onları ayrıca Allah’a havale etmek gerekir. Soruşturmalık olan daire başkanları, kurum içi işleyişte bana bağlı çalışanlar olmadıkları halde bu insanları kurum içinde ve dışındaki her platformda kendilerine haksızlık yapıldığına inandığım için savundum. Çünkü bunun kayımın ilk zorlu sürecinde görev almış olanları bitirme operasyonu olduğunu anlamıştım. Ne yazık ki soruşturmaların başlanmasını sağlayanların kötü niyetlilerini ve yapmak istediklerini o tarihteki bazı yetkiler fark edemediler. Bütün süreçlerde olduğu gibi o süreçte de yine yalnızdım. Buna rağmen doğru bildiğimi söylemekten de asla vazgeçmedim. Bugün yargıda sonuçlanmaya başlayan o davaların sonuçları da o tarihteki haklılığımı kanıtlıyor.
- Elinde bilgi, belge olmadan konuşmalarını, başkalarının anlatımları ve beyanları üzerine inşa edenler, asla başarıya ulaşamazlar. Başarının yolu; kendisine bir haksızlık yapıldığına inan herkesin, müracaat edeceği, haklarını arayacağı ve sorunlarına çözüm bulacakları yer; YARGIDIR.
Tekrarlıyorum, 306 kişinin benim imzamla işten atıldığı apaçık bir iftiradır. Kulaktan dolma ve yüzeysel bilgilerle sonuca gitme eğiliminde olanlar tarafından başlatılan bu iftira kampanyası bilinçli yapılmaktadır.
Bana yapılmakta olan bu haksızlıktan rahatsız olduğumu da ifade etmek isterim. Şahsıma yapılan haksızlık ile bilinçli bir şekilde atılan bu iftirayı normal bir davranış olarak karşılamam mümkün değildi. Ve böylesi bir durumu normal karşılayan ve rahatsız olmayan, bunu normal görenler, ancak insanı ve vicdanî duyarlılıklarını kaybedenlerdir. Haksızlık ve fesatla mücadele etmek, İnsanlığın temel sorumluluklarından birini oluşturur. O yüzden açıklama yapma gereği duydum.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın;
“Belediyecilik, vizyon işidir, proje işidir, gönül işidir.
Belediyecilik, birikim ile dinamizmi bir araya getirebilme becerisidir.
Belediyecilik, tecrübe ile heyecanı buluşturma sanatıdır.” Demişti.
Bu anlatımdaki özelliklere sahip olan belediyecilere ve ülkesi için canını feda edenlere selam olsun."ifadelerini kullandı.